Aile Konutu ve Aile Konutu Şerhi Nedir?
Aile Konutu ve Aile Konutu Şerhi Nedir?
Filtreler

Güncel Yayınlar

  • All Posts
  • Aile Hukuku
  • Ceza Hukuku
  • İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku
  • Kira Hukuku
  • Şirketler Hukuku
  • Start-Up Hukuku
  • Tazminat Hukuku

Etiketler

Güncel Yayınlar

  • All Posts
  • Aile Hukuku
  • Ceza Hukuku
  • İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku
  • Kira Hukuku
  • Şirketler Hukuku
  • Start-Up Hukuku
  • Tazminat Hukuku

Etiketler

Aile Konutu ve Aile Konutu Şerhi Nedir?

Aile konutu şerhi ile, evlilik birliğinin ve eşlerin konut üzerindeki tasarruf hakkının kısıtlanması ve hakların korunması amaçlanmaktadır. Aile konutu şerhine ilişkin yasal düzenleme ile, eşlerden birinin diğerinin izni olmadan konut üzerinde satma ya da kiralama gibi işlemleri yapmasını engeller. Her ne kadar taşınmazın aile konutu olarak nitelendirilmesi için tapu kaydında aile konutu şerhi olması zorunlu olmasa da, tapu kaydına düşülecek “aile konutudur” şerhi, üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilecektir. Bu halde üçüncü kişinin iyiniyet savunması çürütülebilecek ve menfaatleri zedelenen eş, malik eşin aile konutu ile gerçekleştirdiği hukuki işlemlerin iptalini talep edilebilecektir.

Aile konutu Türk Medeni Kanunu’nun “Aile konutu” başlıklı 194.maddesinde şöyle açıklanmıştır: “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir. Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur.”

Yer verilen yasal düzenlemenin gerekçesinde ise aile konutunun tanımı yapılmıştır. Aile konutu, eşlerin bütün hayat faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaşadığı, anılarla dolu bir alan olarak belirlenmiştir.

Aile konutunun maliki olan eşin, diğer eşten habersiz ve izinsiz şekilde aile konutu niteliğindeki taşınmazın satışını, kiralamasını gerçekleştirmesi halinde ailenin barınma hakkı ortadan kalkacak ve rızası alınmamış eşin menfaatleri zedelenecektir. Bu nedenle yasal düzenleme ile aile konutunun sağladığı hakları güvence altına alınabilmesine olanak sağlamıştır.

Yasal düzenleme ile güvence altına alınan aile konutunun malik eş tarafından, diğer eşin rızası olmaksızın satılması, kiralanması, rehin verilmesi ya da ipotek verilmesi hallerinde menfaati zedelenen eş, bu işlemin iptali için dava açabilecektir.

Önemle belirtmek isteriz ki; aile konutu şerhi konulmamış olmasına rağmen malik eşin gerçekleştirdiği satış, kiralama, rehin ya da ipotek gibi işlemlerde bu ilk işlemler iptal edilebilecektir. Buna karşın ilk hukuki işlem sonrasındaki satış, kiralama, rehin ya da ipotek gibi işlemlerde hukuki işlemin diğer tarafı olan, ilgili taşınmazın aile konutu olduğunu bilmeyen iyiniyetli üçüncü kişilerin yaptıkları işlemler “tapu kaydına güven ilkesi” gereği geçerli sayılacaktır. Bu işlemlerin iptali ancak ve ancak bu işlemlere taraf olan kişilerin kötü niyetinin veya taşınmazın aile konutu olduğunu bildiklerinin ispatlanması şartıyla sağlanabilecektir.

Bu nedenle; aile konutu olarak kullanılan taşınmazların tapuda aile konutu olduğunun şerh edilmesi olası hukuki risklerin ve mağduriyetlerin önlenmesini sağlayacaktır.

Dolayısı ile hak kayıplarının önüne geçilmesi için, boşanma süreci başlamadan ve özellikle malik olan eşin mal kaçırması şüphesinin doğması ile birlikte ivedilikle uzman bir avukattan hukuki destek alınması ve sürecin etkin şekilde yönetilmesi gerekmektedir.

Novus Era Hukuk & Danışmanlık, 2024

Bu yayını paylaş: